CHP Önderi Kemal Kılıçdaroğlu, 2 Nisan Otizm Farkındalık Günü münasebetiyle bugün, Ankara’nın Yenimahalle ilçesinde yaşayan Avcı Ailesi’ni ziyaret etti. Otizmli çocuk annesi Sümeyya Avcı ile görüşerek sıkıntılarını dinleyen Kılıçdaroğlu, ziyaretin akabinde da seslerini duyurmak için gelen otizmli çocukların yakınları ile sohbet etti.
Otizmli çocuk annesi Sümeyya Avcı, yaşadıkları meseleleri Kılıçdaroğlu’na şöyle anlattı:
“BİZİM ÇOCUKLARIMIZ HİÇBİR YERDE KABUL GÖRMÜYOR”
*Otizmli evlat sahibi olan aileler nitekim o kadar ağır ve sıkıntı bir durum ki. Bu vakte kadar çok programlar yapıldı fakat bizi bu türlü konutumuzda görmeleri, bu formda şahit olmanız, hakikaten bizi çok onurlandırdı ve gururlandırdı.
*Biz, çok zorluklar yaşıyoruz. Okullara bu çocuklarımız kabul edilmiyor. Kaynaştırma öğrencisi olamıyoruz. Parklarda, binalarda kabul edilmiyor. Bizim çocuklarımız hiçbir yerde kabul görmüyor.
*Çocuklarımızın tek rahat ettiği, özel hissettiği tek alan, özel eğitim. Özel eğitimleri de biliyorsunuz ki haftalık 2 saat. O da hiçbir şeye yetmiyor. Fakat bir eğitim alsa, yani o da kendi başına yaşamayı öğrense, spora gitse…
*Onun dışında biz aileler için çalışmak da lüks. Çalışamıyoruz. Bütün arkadaşlarım ismine söylüyorum. Emeklilik olsun istiyoruz. Bakım yapan çocukların aileleri için emeklilik olsun istiyoruz.
“BENİM SİGORTAM YOK. 4 BİN 300 LİRA, ÇOCUĞUN MAAŞIYLA GEÇİNİYORUM”
Kılıçdaroğlu, Avcı’ya, “Sizin sigortanız yok değil mi” diye sordu. Avcı, Kılıçdaroğlu’na şöyle karşılık verdi:
“Benim sigortam yok. 4 bin 300 lira, çocuğun maaşıyla geçiniyorum. İki ay evvel eşim vefat etti, eşimi kaybettim. Meskenden çıkarıldım. Ödeyemediğim için çıkmak zorunda kaldım. Ailemin yanına geldim, buraya sığındım. Şu anda ailemle birlikte yaşıyorum lakin burası da dedemin meskeni. Yedi ortaklı bir mesken.”
“ÖZEL EĞİTİM SAATLERİ BİZE HİÇ KÂFİ GELMİYOR”
Avcı, konuşmasına şöyle devam etti:
“Okula gidiyor ancak kaynaştırma olamıyor. Özel eğitim sınıfına gitmek zorunda kalıyor. Özel eğitim sınıfında da kâfi malzemeler yok, kâfi bir eğitim yok. Okullarımızda branş öğretmenleri olmuyor genelde. Mesela bir fotoğraf yahut müzik öğretmeni, özel eğitim alması gereken bir çocukla ilgileniyor. O yüzden o mevzuda çok kâfi olmuyor açıkçası. Bu türlü problemler yaşıyoruz. Özel eğitim saatleri bize hiç kâfi gelmiyor. Bunun yükselmesini çok istiyoruz.”
“SENEYE 2 NİSAN’DA YENİDEN BEKLİYORUZ SİZİ”
Kılıçdaroğlu, anne Avcı’ya, “Rus öğretmenler var. Beslenmesi vs. çocuğun yetenekleri nedir, hangi alanda yeteneklidir? Masrafını karşılayıp o denli bir yere yerleştirebiliriz” dedi. Kılıçdaroğlu, otizmli çocuğa oyuncak ve tablet armağan etti. Avcı, Kılıçdaroğlu’na “Seneye 2 Nisan’da yeniden bekliyoruz sizi. Dualarımız sizlerle” dedi. Kılıçdaroğlu, “İnşallah” diye yanıt verdi.
Kılıçdaroğlu, Avcı Ailesi’ni ziyaretinin akabinde, kendisini görmeye gelen otizmli çocuk anneleri ve yakınlarıyla sohbet etti. Otizmli çocuk annesi bir bayan, Kılıçdaroğlu’na şunları söyledi:
“BİZ ‘OTİZM AKSİYON PLANI’NIN HAYATA GEÇMESİNİ İSTİYORUZ”
*Biz, özel ihtiyaçlı aileler olarak, çocuklarımızın anayasal hakkı olan eğitimde fırsat eşitliğini istiyoruz. Şu anda aldıkları haftada 2 saat 20 dakikalık eğitimle çocuklarımızın yalnızca maalesef yaşları büyüyor.
*Biz ‘Otizm Hareket Planı’nın hayata geçmesini istiyoruz. Haftada aldıkları eğitim saati yetmiyor fakat en az 40 saat bu çocukların eğitime muhtaçlığı var. Zira otizmin devası eğitim. Biz, onun için eğitim saatinin 40 saate çıkmasını istiyoruz.
*Maalesef ki birçok anne baba, otizmli bireylerin anne babaları, çocuklarının kendilerinden evvel ölmesini istiyor. Anne babalar için maalesef çok acı bir durum. Kısaca Sayın Başkan’ım, biz gözlerimiz kapalı gitmek istiyoruz.
“BEN ÖLDÜKTEN SONRA BENİM ÇOCUĞUM BAKIMEVİNE GİDECEKSE BEN NİÇİN GENÇLİĞİMİ VERDİM”
Başka bir otizmli çocuk annesi bayan ise şöyle konuştu:
*Her gün konutumuzda sarsıntı oluyor. İnşallah iktidara geldiğiniz vakit, -benim oğlum 22 yaşında- bizden sonraki çocuklarımızın, doğacak çocuklarımızın en azından eğitimle kazanmasını sağlayabiliriz.
*Biz, yalnızca anayasal hakkımızı, eğitimde fırsat eşitliğini istiyoruz. Çocuklarımızın, yaşı büyümeden, yaş almadan eğitim almasını istiyoruz. Ben öldükten sonra benim çocuğum bakımevine gidecekse ben niçin gençliğimi verdim?
*Niye ömrümü verdim ben? Madem bakımevine gidecekse göndereyim. Lakin kim bakacak? Kardeş yok, baba yok. Benim çocuğuma benden sonra kim bakacak? Bakımevine gidecek. İnşallah her şey hoş olacak diye düşünüyoruz.
Kılıçdaroğlu, otizmli çocukların yakınlarına, “Bu çocukların özel yetenekleri var. Onu olağan öğretmen keşfediyor. Okulda keşfediliyor. Bu yetenekler öne çıktığı vakit çocuk, kendi masrafını kendi sağlayabilecek bir potansiyele de kavuşabiliyor” dedi.
“BU BENİM ÇOCUKLUK HAYALİMDİ”
Ebe hemşire olduğunu söyleyen otizmli çocuk annesi, Kılıçdaroğlu’na, “Ben, işimi bile yapamıyorum. Bu benim çocukluk hayalimdi, insanlara yardım etmek. Lakin işimi yapamıyorum” dedi. Kılıçdaroğlu, ebe hemşireye otizmli çocuğunun kaç yaşında olduğunu sordu.
Anne, “5,5” diye karşılık verdi. İşini çok sevdiğini belirten otizmli çocuk annesi, “Ben insanlara yardım etmeyi seviyorum” diye konuştu.
“SOSYAL DEVLET ONU EĞİTEMİYORSA TOPLUMSAL DEVLET DEĞİLDİR”
Kılıçdaroğlu, otizmli çocuk annelerine şunları söyledi:
*Zaten toplumsal devlet bunun için var. Toplumsal devlet, otizmli bir çocuğa bakamıyorsa, onu eğitemiyorsa toplumsal devlet değildir. Devlet, devlet değildir o vakit yani. Tüm bireylere, bilhassa yardıma gereksinim duyan bütün bireylere toplumsal devletin bakması, eğitmesi gerekiyor.
*Onları topluma kazandırması gerekiyor. Bu, anne ve babanın da inanç içinde, en azından çocuğunu gönderebileceği bir okula kavuşması demektir. Toplumsal devletin yapması gereken o. Toplumsal devlet, otizmli bir çocuğa bakarsa sabahtan teslim edersiniz okula, akşama kadar anne de o vakit huzur içinde çalışabilir.
*Akşam döndüğünde de çocuğunu okuldan alıp meskenine getirebilir. Bu mümkün. Mümkün lakin işte sesinin biraz daha gür çıkması lazım. Sesinizin gür çıkması lazım.
Ebe hemşire otizmli çocuk annesi, “Çocuğumuzun zeka sorunu yok ki. Ben mesela Furkan’a artık söylesem sonraki gün asla unutmuyor” dedi.
Kılıçdaroğlu, “Bu bahiste yetenekli öğretmenler var. Özel ihtisas alanları bu zati. Çocukla bu öğretmenleri yan yana getirmek lazım. Bunlara uygun ortamlar hazırlamak lazım. Parayla değil, bunu toplumsal devlet yapacak. Siz nereden bulacaksınız bu parayı?” diye konuştu. Ebe hemşire, “Ben çalışırım. Benim için hiç sorun değil. Yüksek lisans mezunuyum. Ebe hemşireyim lakin ben valla tuvalet de temizlerim. Hiç sorun değil” diye karşılık verdi.
“500 BİNİN GERİSİ NEREDE?”
Otizmli çocuk annesi, “Yeter ki çocuklarımızı topluma kazandıralım. Lakin bizim çocuklarımız okullara kabul edilmiyor. 1,5-2 milyon otizmli birey var. 500 bin tane okullu otizmli birey var. Okul çağında, okula gitmesi gerekiyor. 44 bini okula gidiyor. 500 binin gerisi nerede? Öğretmenler kaynaştırmayı istemiyorlar. Özel alt sınıfa gidiyoruz. Diyorlar ki ‘Bizim yerimiz yok’” dedi.
Kılıçdaroğlu, annelere, “Düzelecek. Göreceksiniz, toplumsal devlet sizin yanınızda olacak. Moralinizi bozmayın, çözeceğiz” diye karşılık verdi. (ANKA)